Datça

Türkiye’nin cennet köşelerinden Ege ile Akdeniz’in buluşma noktasıdır.

Datça Yarımadası

Türkiye’nin cennet köşelerinden Ege ile Akdeniz’in buluşma noktasıdır.Bakir doğası , turkuaz denizi , birbirinden güzel koyları , bol oksijeni , bal, badem ve balığıyla yılın 300 günü güneşli geçen Datça.

“İklim tam insan boyundadır.Sıcağı da soğuğu da insan tahammülünü aşmaz.İklimi paltoyla , sobayla ya da yelpazeyle düzeltmeye gerek yoktur”
Halikarnas Balıkçısı

Datçalı şair Birsen Akkaraca

Görmek istiyorsanız bir doğa harikası
Ege’nin güneyinde Datça yarımadası
Üç tarafı denizlerle kuşatılmış süslenmiş
Sanırsın sahilleri dantel gibi işlenmiş

Batısında Knidos tarihe canlı şahit
Orda doğdu yaşadı sembolümüz Afrodit
En uygar milletlere yurt olmuş asırlarca
Fakat ihmal edilmiş unutulmuş yıllarca

Tabiat güzelliği sanki hakiki cennet
Görürsünüz Datça’da ileri medeniyet
Datça’mız dört mevsimde güneşle kucaklaşır
Temiz hava bol oksijen sağlıkla odaklaşır

Akdeniz’le Ege’nin kesiştiği son nokta
Deniz mavi, gök mavi, mor dağları ufukta
Güneş, deniz, sahil, kum sağlığın anahtarı
Datça uzun ömürlü insanların diyar

Datça Tarihi

Datça’nın tarihi MÖ. 2000’li yıllara kadar uzanır.Karyalılar’dan Dorlar’a , Lidyalılar’dan Persler’e kadar birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır.Knidos o zamanlarda , çok önemli bir ticaret, kültür ve sanat merkezi olmuştur.Şehrin nüfusu 70.000’lere kadar ulaşmıştır.Knidos Afrodit’ini yapan ünlü heykeltıraş PRAXITELES , gezegenlerin hep aynı yörüngede hareket eden yuvarlak cisimler olduğunu bulan ünlü astronot , matematikçi ve filozof EUDOXOS , SKOPAS , BRYAXIS , dünyanın 7 harikasından biri olan Mısır İskenderiye Feneri’nin mimarı SOSTRATOS ve  STRABON da Datça’da yaşamıştır.

“Tanrı yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını isterse Datça Yarımadası’na bırakır”
Strabon